Konu Özetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konu Özetleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Kasım 2020 Pazartesi

Canlılar

 Canlıların benzer ve farklı özelliklerine göre gruplara ayrılmasına sınıflandırma adı verilir. Yapılan sınıflandırma, canlı varlıkları inceleme kolaylığı sağlamaktadır.  Bilim insanları incelemeleri sonucu canlıları mikroskobik canlılar, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere 4 ana sınıfa ayırmışlardır.

1.Mikroskobik Canlılar: Gözle görülemeyen ancak mikroskop yardımıyla gözlenebilen canlılardır. En basit yapıda olanları bakterilerdir. Bakterilerin dışında amip, öglena ve paramesyum(terliksi hayvan) mikroskopla gözlenebilecek kadar küçük boyuta sahip canlılardır. 

    


Sütten peynir ve yoğurt yapımında kullanılan bakteriler yararlı bakterilerdir. Bunun dışında topraktaki ölü atıkları ayrıştırarak toprağı zenginleştirmek, üzümden sirke yapılmasını sağlamak, bağırsaklarımızda K vitamini üretmek yararlı bakteriler tarafından gerçekleştirilir. 

Vücudumuza her yoldan girebilen mikroskobik canlılar; verem, grip, zatürre gibi hastalıklara, dişlerin çürümesine de yol açarlar. Bu zararlarının dışında açıkta kalan besinlerin bozulmasına da neden olurlar. 

Mikroskobik canlılar hava, su toprak ve diğer canlıların üzerinde yaşayabilirler. 


2. Mantarlar: Mantarlar bitkilerden farklı bir sınıftadır. Çünkü mantarlar kendi besinlerini üretemeyen yani fotosentez yapamayan basit yapılı canlılardır. Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin üzerinde yaşarlar. Uygun sıcaklık, nem ve hava mantarların çoğalması için uygun şartlardır.

Kendi içlerinde mantarlar dört grupta incelenir:

1.Küf Mantarları: Açıkta kalan besinlerin üzerinde grimsi yeşilimsi oluşan tabakaya küf denir. Buna neden olan mantarlar küf mantarlarıdır. Mikroskop ile gözlenebilirler.

**Peynir küfünden penisilin adında antibiyotik üretilmiştir.






2.Maya Mantarları: Hamurun mayalanması ile ekmeğin yapımında kullanılan mantarlardır. Mikroskop ile gözlenebilirler. Uygun şartlarda çoğalan maya mantarlarının solunumu sonucu açığa çıkan gaz hamurun kabarmasını sağlar.






3.Parazit (hastalık yapan) Mantarlar: Saç kıran, sakal kıran, el ve ayaklarda kaşıntıya neden olan mantar ve genellikle bebeklerin ağızlarında oluşan pamukçuk hastalığı mantarların yol açtığı hastalıklardandır. Bulaşma ihtimali olduğu için kişisel eşyalarımızı başkaları ile paylaşmamalıyız. 






4.Şapkalı Mantarlar: Bitkilere benzeyen, gerçek olmayan kökleri ile toprağa bağlı olan ancak besin üretemeyen mantarlardır. Doğada bir çok şapkalı mantar çeşidi bulunmaktadır. Zehirli olabileceği ihtimaline karşın, doğada rastgele alınan mantarlar tüketilmemelidir. İnsanlar tarafından yetiştirilen, E vitamini ve protein açısından zengin olan kültür mantarları tüketilmelidir.



30 Ekim 2020 Cuma

HÜCRE BÖLÜNMESİ

 MİTOZ BÖLÜNME 

Çekirdeği hücrenin ihtiyaçlarına cevap veremeyen her hücre bölünmeye başlar. Hücre bölünmesi tüm canlılarda görülür.

 

Mitoz Bölünmenin Özellikleri

Tek hücreli canlılarda üreme, çok hücreli canlılarda ise büyüme, gelişme ve yaraların onarımını sağlayan bölünme şeklidir.

Eşeyli ve eşeysiz üreyen bütün canlılarda, 2n kromozomlu vücut hücrelerinde görülen bölünme şeklidir. Ana canlı ile yavru canlılar birbirinin aynı genetik özelliklerine sahiptir. Bu yüzden kalıtsal çeşitlilik sağlamaz. Oluşan hücrelerin büyüklükleri, organel miktarları farklı olabilir. Kromozom sayısı sabittir, değişmez.

 

Mitoz Bölünmenin Evreleri

Mitoz bölünme birbirini takip eden evrelerden oluşur. Bu evrelerde çekirdek ve sitoplazma bölünmesi sonucunda iki yavru hücre oluşur.

 

Çekirdek bölünmesinde, hücre bölünmeye başlamadan önce hazırlık evresi yaşanır. Bu evrede kalıtım maddesi ve sentrioller kendini eşleyerek iki katına çıkar.

Kromatin iplikler kısalıp kalınlaşarak kromozomlara dönüşür. İğ iplikleri oluşur.

Çekirdek zarı ve çekirdek eriyerek kaybolur. Kromozomlar hücrenin ekvator bölgesinde tek sıra halinde dizilir.

Kromozomların en belirgin olarak görüldüğü evredir. Hücrenin ortasında yan yana dizilen eş kromozomlardan birisi bir kutuba, diğeri ise öbür kutuba iğ iplikleri ile çekilir. Eşit bir şekilde çekilen kromozomlar tekrar kromatin ipliğe dönüşür.

İğ iplikleri kaybolur. Çekirdek zarı ve çekirdekçik belirginleşir.



 



Tamamlanan çekirdek bölünmesinin ardından sitoplazma bölünmesi başlar. Hücre duvarı bulunan bitkilerde sitoplazma bölünmesi ara lamel, hayvanlarda ise boğumlanma şeklinde gerçekleşir.




      Bitkilerde sitoplazma bölünmesi



                                 


    
                                                                         


  Hayvanlarda sitoplazma bölünmesi



* İnsanda çizgili kas, sinir, retina, olgunlaşmış alyuvar, sperm ve yumurta hücrelerinde mitoz bölünme gözlenmez.

*Mitoz bölünme sonucu oluşan hücre sayısı 2n formülü ile hesaplanır. (n=bölünme sayısı)


MAYOZ BÖLÜNME

Kalıtsal özelliklerin yavrulara aktarılabilmesi için canlılarda üreme hücreleri oluşur. Üreme ana hücrelerinde mayoz bölünme sonucu üreme hücreleri meydana gelir.

Mayoz eşeyli üreyen canlılarda eşey hücrelerinin oluşmasını sağlar. Parça değişimi sayesinde tür içi çeşitlilik meydana gelir. Bir hücreden dört hücre oluşur. Kromozom sayısı yarıya iner. Mayoz bölünme sonucu oluşan eşey hücrelerinin döllenmesi ile kromozom sayısı nesiller boyunca sabit kalmış olur.

Mayoz, mayoz 1 ve mayoz 2 olmak üzere iki aşamada gerçekleşir. Her iki aşama da birbirini takip eden evrelerden oluşur.

 

Üreme ana hücresindeki kalıtım maddesi,  mayoz bölünmeye başlamadan önce aynı mitoz bölünmede olduğu gibi iki katına çıkar. Biri anneden diğer babadan gelen homolog kromozomlar belirginleşir.

Homolog kromozomlar birbiri üzerine kıvrılıp dörtlü yapıyı oluşturur. Aynı özellikleri taşıyan kromozom parçalarında değişim meydana gelir. Yani parça değişimi(crossing-over) yaşanır. Homolog kromozomlar ekvatora dizilir. İğ ipliklerine tutunarak karşılıklı kutuplara çekilirler. Böylece kromozom sayısı yarıya iner.

Tamamlanan çekirdek bölünmesinin ardından sitoplazma bölünmesi ile n kromozomlu kalıtsal yönden farklı 2 yavru hücre oluşur.

Ardından mayoz 2 başlar. Ancak kalıtım maddesi tekrar eşlenmez. Mayoz 2 mitoza benzer. n kromozomlu her bir hücreden 2 hücre daha oluşur. Böylece n kromozomlu kalıtsal açıdan birbirinden ve ana hücreden farklı 4 yavru hücre oluşur.

 

*Mayoz bölünmede kromozom sayısının yarıya inmesi ile nesiller boyu kromozom sayısı sabit kalırken, parça değişimi ile de tür içi çeşitlilik meydana gelir.

 


MİTOZ VE MAYOZ BÖLÜNME FARKLARI

      Mitoz bölünme vücut hücrelerinde, mayoz bölünme üreme ana hücrelerinde görülür.

       Mitoz bölünme sonucu 2 yavru hücre, mayoz bölünme sonucu 4 yavru hücre meydana gelir.

     Mitoz bölünmede kromozom sayısı değişmez, mayoz bölünmede kromozom sayısı yarıya iner.

        Kalıtsal yönden mitoz bölünmede yavru hücreler ana hücre ile aynı iken, mayoz bölünmede farklılık gösterir.

     Tek hücrelilerde üreme, çok hücrelilerde büyüme, gelişme ve yaraların onarımı mitoz bölünme ile gerçekleşir. Mayoz bölünme ise üreme hücrelerinin oluşmasını ve genetik çeşitliliğin olmasını sağlar.    

     Mitoz bölünmede sitoplazma ve çekirdek bir kez bölünürken, mayoz bölünmede iki kez gerçekleşir.


                                                                    Aysel UYSAL KÖSE



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Uzay Araştırmaları

Uzay :

Evrende Dünya dışında kalan sonsuz boşluğa uzay denir.

Uzay+Dünya:Evren


Gök Bilimi:

Gök cisimlerinin uzaydaki durumlarını ve hareketlerini inceleyen bilim dalına gök bilimi(astronomi), bu alanda çalışan bilim insanına gökbilimci (astronom) denir. 


Uzay Teknolojisi :

Çeşitli araçlarla uzaya çıkılmasını sağlayan, uzayda yapılan araştırma sonuçlarını Dünya’ya ulaştıran teknolojilere uzay teknolojisi adı verilir. 

Bir uzay aracını atmosferin dışına taşımak için roketler kullanılmaktadır. Roketler gibi hızla yükselebilen, uçaklar gibi manevralar yapabilen ve tekrar yere inebilen uzay araçlarına uzay mekiği denir. Tekrar tekrar kullanılabilen araçlardır. Uzay mekikleri ile uzaya insan taşınabilmektedir. İlk uzay mekiği Columbia Uzay Mekiğidir. 

Bir gezegeni veya bir gök cismini incelemek için gönderilen uzay sondalarının, gönderildiği gök cisminin yakınında uçma, yörüngesinde dolaşma veya üzerine inme gibi görevleri vardır. Fotoğraf çekme, atmosfer ve toprak analizleri sondalar sayesinde yapılmaktadır. 

Uzay istasyonlarında uzay çalışmaları yapılmakta, bu çalışmalar sırasında ihtiyaçların giderilmesi sağlanmaktadır. Uzay istasyonları bir çeşit yapay uydulardır. 

Uzaya gönderilen, Dünya’nın veya başka bir gezegenin yörüngesine yerleştirilen uzay araçları yapay uydulardır. İletişim, haberleşme, hava durumu tahmini, televizyon yayını, yer tespiti gibi pek çok alanda hizmet vermektedir.


TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A ve TÜRKSAT 4B ülkemizin haberleşme uydularıdır. Bu uydular hala çalışmaktadırlar.

RASAT ülkemizde üretilen ilk yer gözlem uydusudur. GÖKTÜRK1 ve GÖKTÜRK 2 uyduları ise ülkemizin istihbarat edinmek, konum belirlemek gibi amaçlarla uzaya gönderdiği aktif keşif ve gözlem uydularıdır.

TÜRKSAT 1B, TÜRKSAT 1C ve TÜRKSAT 2A haberleşme uyduları ile BİLSAT gözlem uydusu ise pasif konuma geçmiş yani görevini tamamlamıştır. 



Teleskop

Çıplak gözle görülemeyen uzaktaki cisimleri ayrıntılı bir şekilde gösteren araçlara teleskop denir. Teleskopu icat eden Hans Lippershey (Hans Liberşey) iken,  astronomide kullanılabilecek ilk teleskobu icat eden Galileo Galilei'dur. 


Teleskopların optik teleskop, x-ışını teleskop, gama ışını teleskop, kızılötesi teleskop, radyo teleskop gibi çeşitleri vardır. Optik teleskoplar, mercekli, aynalı, hem mercekli hem de aynalı teleskop çeşitleri bulunur.  Gözlemevlerinde (rasathanelerde) büyük teleskoplar bulunur.


 Not: Hubble uzay teleskobu atmosferin olumsuz etkilerinden etkilenmemesi için uzayda bulunur.


Rasathane (Gözlem evi)

Gök bilimcilerin(astronomlar) teleskoplar kullanarak, gökyüzü ile ilgili araştırma yaptıkları yerlere gözlem evi (rasathane) adı verilir. Optik teleskop bulunan rasathaneler şehir ışıklarından uzakta, yüksek ve az bulutlu yerlerde deprem bölgelerinden uzakta kurulmalıdır.



UZAY TEKNOLOJİSİ ÜRÜNLERİ

Tükenmez kalem,  itfaiyeci tüpü, teflon, su arıtma cihazı, navigasyon cihazı, alüminyum folyo, duman dedektörü, streç film,  bebek maması, kalp pili, diş teli, yapay kol ve bacaklar, yapay kalp pompası, kulak termometresi, MR cihazı, çelik yelek gibi ürünler uzay araştırmaları sayesinde gündelik hayatımıza girmiştir. 


UZAY KİRLİLİĞİ


Uzayda işlevini tamamlamış uydular, uzay araçları ve yakıt tanklarının birikmesi ile oluşan, uzay araçlarına ve astronotlara zarar verebilen kirliliktir. Uzay kirliliğine yol açmamak için işi biten uyduların Dünya'ya dönmeleri sağlanmalıdır.



UZAY ARAŞTIRMALARINA KATKIDA BULUNAN BİLİM İNSANLARI

Ali Kuşçu

Matematik ve astronomi alanında çalışmalar yapan Kuşçu, İstanbul'un enlem ve boylamlarını hesaplamıştır. yapmıştır. Ay'ın ilk haritasını çıkarmış ve Güneş saatini yapmıştır. 

Copernicus (Kopernik)
Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü söylemiştir.

Galileo
Jüpiter'in dört uydusunu gören Galile Güneş lekelerini gözlemlemiştir. Ayrıca Güneş'in döndüğünü de keşfetmiştir. 

Kepler
Gezegenlerin Güneş etrafında eliptik yörüngede döndüğünü söylemiştir.

Takiyüddin
İstanbul'da ilk rasathaneyi kurmuştur.


                                            Aysel UYSAL KÖSE










29 Ekim 2020 Perşembe

Güneş Sistemi ve Gezegenler


 Merkezinde Güneş'in yer aldığı ve etrafında dolanan gezegenlerin, uyduların, kuyruklu yıldızların oluşturduğu sisteme Güneş Sistemi adı verilir. 

Güneş, Dünyamıza en yakın olan, küre şeklinde ve orta büyüklükte bir yıldızdır. Dünya ile arasındaki mesafe yaklaşık 150.000.000 km kadardır. Isı ve ışık kaynağımız olan Güneş'ten ışınlar yaklaşık 8 dakikada bize ulaşır. Bu kadar çok uzak olduğu için olduğundan daha küçük görünür.

GEZEGENLER 

Bir yıldızın etrafında dolanan katılaşmış gökcisimleridir.

Güneş sisteminde iç ve dış gezegen olmak üzere toplam sekiz gezegen bulunur. Bunların ilk dördü iç (karasal) gezegen, son dördü ise dış (gazsal) gezegendir. 

Güneş'e yakınlıklarına göre sırası ile bu gezegenler; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. (24 Ağustos 2006 tarihinde Plüton cüce gezegen olarak sınıflandırılarak, diğer gezegenlerden ayrılmıştır. 


İÇ (KARASAL) GEZEGENLER:

Merkür: Güneş'e yakınlık bakımından ilk, büyüklük bakımından ise son sıradadır. Halkası ve uydusu yoktur. Çok ince bir atmosferi vardır.

Venüs: Uydusu ve halkası yoktur. Atmosferindeki yoğun karbondioksit gazı nedeniyle Güneş ışınlarını fazla tutar. Bu nedenle en sıcak gezegendir. Büyüklüğü bakımından benzerlik gösterdiği için Dünya'nın ikizi olarak bilinen gezegen, Dünya'dan görülebildiği için Sabah Yıldızı ve Çoban yıldızı olarak da adlandırılır. diğer gezegenlerin aksine saat yönünde dönmektedir.

Dünya: Üzerinde yaşam olduğu bilinen tek gezegendir. Tek doğal uydusu Ay'dır. Halkası yoktur. 3/4'ü sularla kaplıdır. 

Mars: İç gezegenlerin sonuncusu olan Mars görünüşü nedeniyle Kızıl Gezegen adını alır. Halkası olmayan bu gezegenin uyduları vardır. Üzerinde yaşam olabileceği tahmin edilmekte ve araştırmalar devam etmektedir.


DIŞ (GAZSAL) GEZEGENLER:

Jüpiter: Güneş sistemindeki en büyük gezegendir. çok sayıda uydusu bulunan gezegenin halkası da vardır. 

Satürn: Halkaları en belirgin olan gezegendir. Uyduları vardır.

Uranüs: Yan yatmış varil gibi hareket eden Uranüs'ün, uyduları ve halkası bulunmaktadır.

Neptün: Güneş'e en uzak gezegen olan Neptün, Uranüs'ün ikizi olarak bilinir. Ayrıca en soğuk gezegendir. Halkası ve uyduları vardır.



UYDU: Gezegenlerin etrafında dolanan ve onlardan küçük olan gökcisimleridir. 


Asteroit Kuşağı: İç gezegenlerin sonu ile dış gezegenlerin başlangıcı arasında yer alan, toz ve asteroitlerden oluşan bölgedir. Yani Mars ile Jüpiter arasında bulunur. 




                                                                            Aysel UYSAL KÖSE




Pdf Hali İçin: https://drive.google.com/file/d/18vRP5uz_wng90UhyPbpvfO0ADFCvxW5U/view?usp=sharing



28 Ekim 2020 Çarşamba

Destek ve Hareket Sistemi

 

Vücudumuzu ayakta tutan bu sistem iskelet sistemi ile kasların oluşturduğu sistemdir. İskelet sistemini ise kemikler, eklemler ve kıkırdak oluşturmaktadır.

          

 İSKELET SİSTEMİNİN GÖREVLERİ

Vücudumuzun dik durmasını sağlar. Vücudumuza şekil verir. Kaslarla birlikte hareket etmemizi sağlar. İç organlarımızı ve beynimizi korur. Kan hücreleri üretir. Mineral depolar.

 

 

KEMİK ÇEŞİTLERİ

 

A- Uzun Kemikler



Boyu enine göre uzun olan kemiklerdir. Kollar ve bacaklarda bulunur. (Uyluk kemiği, kaval kemiği, pazu kemiği, dirsek kemiği, ….)

 

 


B- Kısa Kemikler


Boyu enine yakın olan kemiklerdir. El bilek, tarak kemikleri, ayak bilek, tarak kemikleri ve omurgayı oluşturan omurlar örnek olarak gösterilebilir.

 

 

 

C-Yassı Kemikler



 

Yassılaşmış kemiklerdir.(Uzunluğu ve genişliği kalınlığından fazladır.) Kafatası, kaburga, kürek, kalça(leğen) kemiği yassı kemiklerdir. 

 

 

EKLEMLER

 

Kemiklerin birleştiği(bağlandığı) yerlere eklem denir. Hareket yeteneklerine göre eklemler 3 grupta incelenir. Bunlar; oynar eklem, yarı oynar eklem ve oynamaz eklemlerdir.

 

                 

 Oynar Eklemler

 

Hareket yeteneği fazla olan eklemlerdir. Uç kısımlarında bulunan kıkırdak hareket sırasındaki sürtünme ile oluşan aşınmayı önler. Hareket için boşluklarda kayganlık sağlayan eklem sıvısı bulunmaktadır. Omuz eklemi, bilek eklemleri, parmak, kol ve bacaklardaki eklemler örnektir.

 

Yarı Oynar Eklemler

 

Hareket yeteneği sınırlı olan eklemlerdir. Kıkırdak vardır fakat eklem sıvısı yoktur. Bel, boyun, sırt omurları arasında bulunur.

 

 

Oynamaz Eklemler

 

Hareket yeteneği olmayan eklemlerdir. Yapısında kıkırdak ve eklem sıvısı bulunmaz. Kafatası, üst çene ve kuyruk sokumu eklemleri oynamaz eklemlerdir.

 

  

 

 

KIKIRDAK:

 

Kemiklerden daha yumuşak yapılardır. Kulak kepçesi ve burun ucundaki kıkırdak yapı kemikleşmemiştir. Yenidoğan bebeklerde bıngıldak denilen yerin kıkırdak yapıda olması doğum sırasında bebeği korumaktadır.

Kıkırdak kemiklerin birleşme noktalarında (uç kısımlarında) bulunur. Hareket sırasında sürtünme ile oluşan aşınmayı önler. Kemiğin boyuna uzamasını sağlar.



 




KASLAR

 

İskelet sisteminin etrafını yumuşak doku olan kaslar kaplamıştır. Kaslar çalışma prensipleri ve şekillerine göre 3 gruba ayrılmaktadır:

 

1.      Çizgili Kas(İskelet Kasları): İskeletimizi saran kırmızı renkli kaslardır. İsteğimizle yani istemli olarak çalışırlar. Çekirdek sayıları fazladır. Hızlı çalışır çabuk yorulurlar. Kol ve bacaklardaki kaslar ile göz kapağı ve dilimizde bulunan kaslar çizgili kaslardır. 



 

 

 

 

  

2.      Düz Kas: İç organlarımızın etrafını saran beyaz renkli, mekik şeklinde az çekirdekli kaslardır. Yavaş ve sürekli çalışırlar. İsteğimiz dışında yani istemsiz çalışmaktadırlar. Damarlar ve iç organların etrafını kaplar.             

 



 

 

 


3.      Kalp Kası: Yalnızca kalpte bulunan kas çeşididir. Şekil olarak çizgili kasa, çalışma prensibi olarak düz kasa benzer. Yani kırmızı renkte ancak istemsiz çalışan kasımızdır. Ritmik ve düzenli çalışır, yorulmaz.



 

 

 

 

 

Kasların Çalışma Prensibi

 

Kaslar çiftler halinde birbirine zıt çalışır. Kas çiftlerinden biri kasılırken diğer gevşeme hareketi yapar.  Kasılan kas şişkinleşir boyu kısalır, gevşeyen kas ise incelerek boyu uzar.

27 Ekim 2020 Salı

7.Sınıf Hücre ve Organelleri

 

HÜCRE



Canlıların en küçük yapı birimine hücre denir.

Tüm canlılar hücrelerden oluşmuştur.

Hücre üç ana kısımdan oluşur. Bunlar hücre zarı, sitoplazma ve çekirdektir.



 

HÜZCRE ZARI

1.   Esnek- Canlı

2.   Seçici- Geçirgen

3.   Saydamdır.

 

Görevleri:

ü Hücreye şekil vermek,

ü Hücreyi dış etkilerden korumak,

ü Madde giriş-çıkışını kontrol etmek,

ü Hücredeki yapıları bir arada tutarak dağılmalarını engellemektir.

** Hücrenin bütünlüğünü sağlamaktır.

 

 

 

ÇEKİRDEK


 

ü Kapsadığı kalıtsal madde(DNA)'dan dolayı hücrenin yönetim ve kalıtım merkezidir.

ü Çekirdeği olmayan hücrelerde kalıtsal madde sitoplazmada dağınık halde bulunur.

** Bakteriler, Mavi-Yeşil Alglerde çekirdek yoktur.

SİTOPLAZMA

 



 

ü Hücre zarı ile çekirdek arasını dolduran sıvı kısımdır.

ü Saydam, yoğun ve akıcıdır.

ü Hücredeki yaşamsal olayların gerçekleştiği alandır.

ü Yapısının büyük bir kısmını su oluşturur. Ayrıca yapısında besinler, mineraller, vitaminler bulunur.

 

 

ORGANALLER VE GÖREVLERİ

v Sitoplazmada yaşamsal olayları gerçekleştiren yapılara organel denir.

 

 

MİTOKONDRİ



ü Hücre için gerekli enerjiyi üretir.

ü Kas, sinir ve karaciğer hücreleri gibi enerji ihtiyacı fazla olan hücrelerde çok bulunur.

ü Enerji üretimi tüm canlılarda ortaktır.

 

 

Mitokondri = Oksijenli Solunum = Enerji

 

  

ENDOPLAZMİK RETİKULUM



ü Hücre zarı ile çekirdek arasında ince kanalcıklardan oluşur.

ü Hücre içi madde iletimini sağlar.

 

LİZOZOM



ü Hücre içi sindirimi sağlar.

ü Aynı zamanda yaşlanmış ve yıpranmış hücrelerin kendi kendisini sindirerek yok etmesini sağlar.

ü Kendi kendini de sindirebildiği için ‘intihar kesecikleri’ diye de bilinir.

**  Hayvan hücreleri ve ilkel bitkilerde    

       bulunur.

 

GOLGİ CİSİMCİĞİ

 



Hücrede salgı maddelerinin üretilmesini, paketlenmesini ve salgılanmasını sağlar.

 

v  Ter, gözyaşı, süt, balözü, koku, mukus gibi     salgıları üretir.

 

SENTRİYOL



ü Sadece hayvan hücrelerinde bulunur.

ü Hücre bölünmesinde görev alır.

 



KOFUL



 

ü Hücredeki besin, atık maddelerin ve fazla suyun depolanmasını sağlar.

ü Bitki hücrelerindeki kofullar büyük ve az sayıdayken, hayvan hücrelerinde küçük ve çok sayıdadır.

 

 

KLOROPLAST



 

ü Sadece bitkilerde bulunur.

ü Hücreye yeşil renk verir.

ü Fotosentezle besin ve oksijen üretilmesini sağlar.

 

 

Kloroplast = Fotosentez = Besin + Oksijen

 

v Bitkilerin yeşil olmayan kısımlarında kloroplast bulunmaz. Örneğin: Bitki köklerinde, çiçeklerin taç yapraklarında, ağacın gövdesinde, domates meyvesinde kloroplast bulunmaz.

RİBOZOM



ü Protein sentezler,

ü En küçük organeldir.

ü Tüm hücrelerde bulunur.

 



HÜCRE DUVARI



 

ü Bakteri, mantar ve bitkilerde bulunur.

ü Selülozdan yapılmıştır.

ü Cansız ve tam geçirgendir.

ü Esnek değildir.

ü Hücreye diklik ve direnç sağlar.

ü Hücreyi korur, şekil verir.

ü Hayvan hücrelerinde bulunmaz.

 

  

Hücre Zarı İle Hücre Duvarı Arasındaki Farklar

 

Hücre Zarı

Hücre Duvarı

*Canlı

*Esnek

*Seçici Geçirgen

*Tüm hücrelerde  

 bulunur.

*Cansız

*Esnek değil

*Tam Geçirgen

*Bitkilerde bulunur, hayvanlarda bulunmaz.

 

 

Çekirdekte bulunan kalıtım maddeleri ise şu şekildedir:

 

KROMOZOM



Hücre çekirdeğindeki ipliksi yapılara kromozom denir.

ü Kromozomlar canlıların kalıtsal özelliklerini taşır. (Ten rengi, göz rengi, saç, boy)

ü Her canlı türünün kendine özgü kromozom sayısı vardır.

ü Kromozomlar DNA ve protein kılıftan oluşur.

ü Kromozom sayıları canlıdan canlıya farklı olabileceği gibi aynıda olabilir.

 

TÜR

Kromozom Sayısı

Solucan

Bezelye

Şenpaze

Sirke Sineği

İnsan

Moli Balığı

2

14

48

8

46

46

 ü Kromozom sayısı ile gelişmişlik arasında bir bağ yoktur.

ü Kromozom sayısı ile vücut büyüklüğü arasında bir ilişki yoktur.

 

 DNA (Deoksiribo Nükleik Asit)



ü Yönetici moleküldür.

ü Çift zincirlidir.

ü Sarmal yapıdadır.

ü Yaşamsal faaliyetleri kontrol eder.

 

 

 

GEN

ü  DNA'nın görev birimidir.

ü  Biyolojik şifrelerdir.

(göz rengi, saç rengi, cinsiyet, kan grubu)

 

 NÜKLEOTİD

DNA’yı oluşturan en küçük yapı birimleridir.

  

Bu genetik yapıların karmaşıktan basite doğru sıralaması

Kromozom- DNA- Gen ve Nükleotiddir.

 

   BİTKİ HÜCRESİ VE HAYVAN HÜCRESİ ARASINDAKİ FARKLAR

 

Bitki Hücresi

Hayvan Hücresi

§ Kloroplast vardır.

§ Sentriyoller bulunmaz.

§ Kofullar büyük ve az sayıdadır.

§ Hücre duvarı (çeperi) vardır.

§ Köşeli bir yapıya sahiptir.

§ Kloroplast yoktur.

§ Sentriyoller bulunur.

§ Kofullar küçük ve az sayıdadır.

§ Hücre duvarı (çeperi) yoktur.

§ Yuvarlak bir yapıya sahiptir.

 



 

İLKEL HÜCRELER

-Çekirdeği yoktur.

-Kalıtım maddesi, sitoplazmada dağınık halde    

  bulunur.

Örnek: Bakteri, Mavi-Yeşil Algler

 



 




GELİŞMİŞ HÜCRELER

 

-Çekirdekleri vardır.

-Kalıtsal madde çekirdekte bulunur.

Örnek: Amip,Öglena, Paramesyum, Bitki, Hayvan, Mantar hücreleri

 



 

 

 

 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HÜCRE

Hücre ile ilgili çalışmalar 16. yüzyılın sonlarında mikroskobun gelişmesi ile başlamıştır.

Zacharyas: İlk mikroskobu keşfetmiş, en basit mikroskop kabul edilir.

Robert Hooke: Hücreyi keşfetmiştir. Şişe mantarından aldığı kesiti mikroskopta inceleyerek oda şeklinde yapılar keşfetmiştir. Buna hücre adını verdi.

Antonie  Van Leewenhoek: Canlı hücreleri gözlemleyen ilk bilim insanı

Robert Brown: Çekirdeği keşfetti.

Matthias Schleiden: Bitkilerin hücrelerden oluştuğunu belirtti.

Theoder Schwann: Hayvanların hücrelerden oluştuğunu ve yapısında çekirdek olduğunu belirtti.

Rudolf Wirkow: Hücre teorisine yeni maddeler ekleyerek son şeklini verdi.

Ernst Abbe ve Carl Zeiss: İlk modern mikroskobu yaptılar.

 


 Hücreden Organizmaya


Hücre

Canlıların en küçük yapı birimine denir.

ò

Doku

Aynı görevi yapmak üzere benzer yapıdaki hücrelerin bir araya gelerek oluşturdukları yapıya doku denir.

Örnek: Kas doku, Kan doku

ò

Organ

Birlikte çalışan dokular bir araya gelerek organları oluşturur.

Örnek: Dalak, Karaciğer, Kalp

ò

Sistem

Birlikte çalışan organlar bir araya gelerek sistemleri oluştururlar.

Örnek: Sindirim sistemi, Dolaşım sistemi, Boşaltım sistemi

ò

Organizma

Sistemler bir araya gelerek organizmayı oluşturur.

Örnek: İnsan, Akasya Ağacı, Aslan

 

Güneş, Dünya ve Ay

   Üç gök cismi de batıdan doğuya döner. Yani dönüşleri zamana ters işler, öyle ki saat yönünün tersine dönerler.    Güneş üzerinde de krem...