KAHOOT
5.Sınıf Canlılar Oyunu
https://create.kahoot.it/share/canllar/4f5b7627-d9e3-4a3a-b93f-06dfcddd36f5
CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI
Canlıların benzer ve farklı özelliklerine göre gruplara ayrılmasına sınıflandırma adı verilir. Yapılan sınıflandırma, canlı varlıkları inceleme kolaylığı sağlamaktadır. Bilim insanları incelemeleri sonucu canlıları mikroskobik canlılar, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar olmak üzere 4 ana sınıfa ayırmışlardır.
1.Mikroskobik Canlılar: Gözle görülemeyen ancak mikroskop yardımıyla gözlenebilen canlılardır. En basit yapıda olanları bakterilerdir. Bakterilerin dışında amip, öglena ve paramesyum(terliksi hayvan) mikroskopla gözlenebilecek kadar küçük boyuta sahip canlılardır.
Sütten peynir ve yoğurt yapımında kullanılan bakteriler yararlı bakterilerdir. Bunun dışında topraktaki ölü atıkları ayrıştırarak toprağı zenginleştirmek, üzümden sirke yapılmasını sağlamak, bağırsaklarımızda K vitamini üretmek yararlı bakteriler tarafından gerçekleştirilir.
Vücudumuza her yoldan girebilen mikroskobik canlılar; verem, grip, zatürre gibi hastalıklara, dişlerin çürümesine de yol açarlar. Bu zararlarının dışında açıkta kalan besinlerin bozulmasına da neden olurlar.
Mikroskobik canlılar hava, su toprak ve diğer canlıların üzerinde yaşayabilirler.
2. Mantarlar: Mantarlar bitkilerden farklı bir sınıftadır. Çünkü mantarlar kendi besinlerini üretemeyen yani fotosentez yapamayan basit yapılı canlılardır. Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin üzerinde yaşarlar. Uygun sıcaklık, nem ve hava mantarların çoğalması için uygun şartlardır.
Kendi içlerinde mantarlar dört grupta incelenir:
1.Küf Mantarları: Açıkta kalan besinlerin üzerinde grimsi yeşilimsi oluşan tabakaya küf denir. Buna neden olan mantarlar küf mantarlarıdır. Mikroskop ile gözlenebilirler.
**Peynir küfünden penisilin adında antibiyotik üretilmiştir.
2.Maya Mantarları: Hamurun mayalanması ile ekmeğin yapımında kullanılan mantarlardır. Mikroskop ile gözlenebilirler. Uygun şartlarda çoğalan maya mantarlarının solunumu sonucu açığa çıkan gaz hamurun kabarmasını sağlar.
3.Parazit (hastalık yapan) Mantarlar: Saç kıran, sakal kıran, el ve ayaklarda kaşıntıya neden olan mantar ve genellikle bebeklerin ağızlarında oluşan pamukçuk hastalığı mantarların yol açtığı hastalıklardandır. Bulaşma ihtimali olduğu için kişisel eşyalarımızı başkaları ile paylaşmamalıyız.
4.Şapkalı Mantarlar: Bitkilere benzeyen, gerçek olmayan kökleri ile toprağa bağlı olan ancak besin üretemeyen mantarlardır. Doğada bir çok şapkalı mantar çeşidi bulunmaktadır. Zehirli olabileceği ihtimaline karşın, doğada rastgele alınan mantarlar tüketilmemelidir. İnsanlar tarafından yetiştirilen, E vitamini ve protein açısından zengin olan kültür mantarları tüketilmelidir.
3. Bitkiler
Güneş ışığı sayesinde kendi besini üretebilen yani fotosentez yapabilen canlılardır. Üreticiler olarak adlandırılır.
Su ve Karbondioksit -----Işık---------> Besin ve Oksijen
Bitkiler çiçekli ve çiçeksiz olmak üzere 2grupta incelenir.
*Çiçeksiz Bitkiler: Tohum oluşturamayan bitkilerdir. Genellikle sulak alanlarda yaşarlar. Eğrelti otu, su yosunu, kara yosunu, at kuyruğu, kibrit otu, ciğer otu çiçeksiz bitkilerdir.
*Çiçekli Bitkiler: Çiçeksiz bitkilerden daha gelişmiştir. Tohum oluşturabilen bitkilerdir.
Çiçekli bitkilerin 4ana kısmı vardır:
1.Kök: Bitkiyi toprağa bağlar. Topraktaki su ve mineralleri emer. Havuç, turp gibi bazı bitkiler besini köklerinde depo ederler.
2.Gövde: Bitkinin dik durmasını sağlar. Yaprak, çiçek, sap gibi kısımları taşır. Kökten alınan su ve mineralleri üst bölgelere iletirken, yaprakta üretilen fotosentez ürünlerini de bitkinin her tarafına taşır. Patates, yer elması gibi bitkiler de besini gövdelerinde depo ederler.
3.Yaprak: Bitkinin gaz alışverişini sağlayan organıdır. Solunum ve fotosentez olayları ile terleme ve boşaltım olayları yaprakta gerçekleşir. Marul, ıspanak besin olarak tüketilen yapraklara örnektir.
4.Çiçek: Çiçekli bitkinin üreme organıdır. Renkli ve kokulu yapısı ile diğer canlıları bitkiye çeker. Çiçek gelişerek meyve ve tohumu oluşturur.
4. Hayvanlar
Canlılar sınıflandırmasında en gelişmiş canlılardır. İç yapılarında iskelet bulundurup bulundurmamalarına göre, omurgalı ve omurgasız olmak üzere 2gruba ayrılırlar:
Omurgasız Hayvanlar: İç iskeletleri yoktur. Sert kabuklara sahip olabilirler. Bütün böcekler omurgasızdır. Omurgasız hayvanlar yumurta ile çoğalırlar.
Omurgalı Hayvanlar: Kemik ve kıkırdaktan oluşan iç iskelete sahiptirler. Kendi içlerinde 5grup da incelenirler:
a. Balıklar: Vücutları pullarla kaplıdır. Suda çözünmüş oksijeni kullanırlar. Solungaç solunumu yapar, yüzgeçleri ile hareket ederler. Yumurta ve spermlerini suya bırakırlar yani dış döllenme görülür. Döllenen yumurta dış ortamda gelişip yavruyu meydana getirir. Yani dış gelişme vardır. Yumurta işe çoğalırlar. Yavru bakımı görülmez.
b. Kurbağalar: Hem karada hem suda yaşayabilirler. Derileri nemli ve kaygandır. Dış döllenme dış gelişme görülür. Deri ve akciğer solunumu yaparlar. Yumurta ile çoğalırlar. Yumurtada yeteri kadar beslenemedikleri için, yumurtadan ilk çıktıklarında kurbağaya değil balığa benzerler. Bu hallerine iribaş denir. Zamanla büyüyüp gelişip kurbağaya dönüşürler. Zamanla geçirdikleri bu değişime başkalaşım denir. Yavru bakımı görülmez.
c. Sürüngenler: Vücutları sert pullarla kaplıdır. Akciğer solunumu yaparlar. Suda ve karada yaşayabilirler. İç döllenme dış gelişme görülür. Yumurta ile çoğalırlar. Yavru bakımı görülmez.
d. Kuşlar: Vücutları tüylerle kaplıdır. Akciğer solunumu yaparlar. İç döllenme dış gelişme görülür. Yumurta ile çoğalırlar. Yumurtadaki yavrularının büyümesi için kuluçkaya yatarlar. Yavru bakımı görülür. Tavuk, penguen gibi kuşların uçma yetenekleri gelişmemiştir.
e. Memeliler: Canlıların en gelişmiş olanlarıdır. Vücutları kıllarla kaplıdır. Akciğer solunumu yaparlar. Doğurarak çoğalırlar. Yavrularını bir süre süt ile beslerler. Yani yavru bakımı görülür. Suda yaşayan balina, yunus, fok; uçma yeteneği olan yarasa ve insanlar memelilere örnektir.
*Gagalı bir memeli olan ornitorenk yumurta ile çoğalır. Yavrusunu anne sütü ile besler.
Aysel UYSAL KÖSE
Pdf Hali İçin:https://drive.google.com/file/d/1qqnRhC17Sag7S5h_aHMsz2iOAOVTC-iO/view?usp=sharing
SÜRTÜNME KUVVETİ
Hareketlinin hızını azaltabilen, yavaşlatabilen hatta durdurabilen; harekete zıt yönde etki eden kuvvete sürtünme kuvveti denir. Sürtünme kuvveti hareketli cisim ile temas ettiği yüzey arasında gerçekleşir.
*Sürtünme kuvveti yüzeyin cinsine ve cismin ağırlığına bağlı olarak değişir.
*Halı, asfalt, taşlı yol gibi pürüzlü yüzeylerde hareket yavaş gerçekleşir. Bunun nedeni bu yüzeylerde sürtünme kuvveti fazladır.
*Mermer, cam, buzlu yol gibi yüzeylerde ise, hareket daha hızlı gerçekleşir. Bunun nedeni, bu yüzeylerin pürüzsüz olup sürtünme kuvvetinin az olmasıdır.
**(Her yüzeyde az bir miktar pürüz vardır.)
*
Sürtünme kuvveti pürüzlü yüzeylerde, pürüzsüz yüzeylere göre daha fazladır. Bu nedenle pürüzlü yüzeylerde hareket daha yavaş gerçekleşir.
Halı yüzey üzerine atılan bir top, cam yüzey üzerine aynı kuvvetle atılan bir topa göre daha kısa yol alır. Çünkü halı yüzey cam yüzeye göre daha pürüzlü olup, sürtünme kuvveti fazladır.
Halı yüzey Cam yüzey
Cismin ağırlığı da sürtünme kuvvetini etkiler. Cismin ağırlığı ne kadar fazla ise, o cisme etki eden sürtünme kuvveti de o kadar fazla olur.
Aynı halı yüzey üzerine aynı kuvvetle atılan, hafif bilye ve bilyeden daha ağır top için; bilye daha uzak noktaya ulaşır. Çünkü daha ağır olan topa daha fazla sürtünme kuvveti etki eder.
*Sürtünme kuvveti hayatımız için bazen olumlu bazen olumsuz etkiler doğurur. Yazı yazabilmemiz, ayakta durabilmemiz, hareket edebilmemiz sürtünme sayesinde gerçekleşir. Ayakkabı tabanlarımızın aşınması, araç lastiklerinin aşınması, kapı menteşelerinin aşınması ise sürtünmenin olumsuz etkilerindendir.
*Sürtünme kuvveti miktarı da, çeşitli işlemler sonucu değiştirilebilir.
*Araçlara kış lastiği ya da lastiklere zincir takmak pürüzlü bir yüzey oluşturup, hareketi yavaşlattığı için sürtünmenin arttırıldığı bir örnektir. Haltercilerin ellerine toz sürmesi, kalecilerin eldiven giymesi, paraşütlerin geniş yüzeyli olması da sürtünmenin arttırıldığı durumlara örneklerdir.
*Koltukların altına tekerlek takılması, yüzeylerin cilalanması, ellere sabun sürülmesi, yarış arabalarının uç kısımlarının sivri yapılması ise hareketi hızlandıran etkilerdir. Bu nedenle bu örneklerde sürtünme kuvveti azaltılmıştır.
HAVA VE SU DİRENCİ
Havanın temas ettiği ve suyun temas ettiği cisimlere uygulamış oldukları sürtünme kuvveti bulunmaktadır. Havanın cisimlere uyguladığı sürtünme kuvvetine hava direnci, suyun cisimlere uyguladığı sürtünme kuvvetine ise su direnci adı verilir.
*Hava ve su direnci de arttırılıp, azaltılabilir.
*Paraşüt kullanımı hava direncini arttır. Uçakların uç kısımlarının sivri olması, arabaların uç kısımlarının diğer bölgelerine göre daha dar olması, bisiklet yarışçılarının öne doğru eğilmeleri hava direncini azaltan örneklerdir.
*Gemilerin uç kısımlarının sivri olması, mayoların kaygan kumaşlardan yapılması da su direncini azaltan örneklerdir. Balıkların vücutları da, su direncini azaltıp hareketlerini kolaylaştıracak yapıdadır.
Pdf Hali İçin: https://drive.google.com/file/d/1308JaGud7c6oLhXA5jUjulz0ixCTaGF6/view?usp=sharing
Aysel UYSAL KÖSE
MADDE VE DEĞİŞİM
Madde: Kütlesi ve hacmi olan tanecikli yapıdaki her şeye madde denir.
Hacim: Maddenin uzayda kapladığı alandır.
Kütle: Değişmeyen madde miktarıdır.
Madde; katı, sıvı ve gaz olmak üzere 3 halde bulunur.
Katı: Tanecikleri arasında boşluk yok denecek kadar azdır. Yani katı tanecikleri birbirine çok fazla çekim kuvveti uygular. Maddenin en düzenli halidir. Şekli ve hacmi bellidir. Sıkıştırılamazlar.
Sıvı: Tanecikleri arası çok az boşluk bulunur. Bu nedenle çok az sıkıştırılsalar da sıkıştırılamaz kabul edilirler. Bulundukları kabın şeklini alırlar. Hacimleri bellidir.
Gaz: Tanecikleri arası çekim kuvveti çok az olduğu için, tanecikler arası boşluk çok fazladır. Bu boşluklar doldurulabileceği için, gazlar sıkıştırılabilir. Şekil ve hacimleri belli değildir. Maddenin en düzensiz halidir.
HAL DEĞİŞİMİ: Maddenin ısı etkisiyle bir halden başka bir hale geçmesine denir.
1: SÜBLİMLEŞME
2: ERİME
3: BUHARLAŞMA
4: DONMA
5: YOĞUŞMA(YOĞUNLAŞMA)
6: KIRAĞILAŞMA(GERİ SÜBLİMLEŞME)
Erime: Maddenin katı halden ısı alarak sıvı hale geçmesine denir.
Donma: Maddenin ısı vererek sıvı halden katı hale geçmesine denir.
Buharlaşma: Maddenin ısı alarak sıvı halden gaz haline geçmesidir.
Yoğuşma(yoğunlaşma): Maddenin ısı vererek gaz halden sıvı hale geçmesine denir.
Süblimleşme: Maddenin ısı alarak katı halden direk gaz hale geçmesine denir.
Kırağılaşma: Maddenin ısı vererek gaz halden direk katı hale geçmesine denir.
Isı alan olaylar: Erime- Buharlaşma- Süblimleşme
Isı veren olaylar: Donma- Yoğuşma- Kırağılaşma
MADDENİN AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ
Sıcaklık (°C) | 0 | 20 | 20 | 55 | 55 |
Zaman (dk) | 0 | 2 | 6 | 9 | 15 |
Yukarıda verilen grafiğe göre; ısı alan bu madde katı halde ise, erime noktası 60°C; sıvı halde ise kaynama noktası 60°C'dir. 4-6 dakikaları arasında madde hal değiştirmiştir.

Isı ve sıcaklık birbirinden farklı iki kavramlardır. Isı bir çeşit enerji olup, temas halinde olan iki madde arasında alınıp verilmektedir. Sıcaklık ise bu alış veriş sonucunda değişen değerdir.
ISI | SICAKLIK |
İki madde arasında alınan verilen enerjidir. | Isı alışverişi sonucu değişen değerdir. |
Kalorimetre kabı ile hesaplanır. | Termometre ile ölçülür. |
Birimi kalori ya da jouledir. | Birimi °C(celcius derece)dir. |
Madde miktarına bağlıdır. | Madde miktarına bağlı değildir. |
Gerçekten çok faydalı güzel bir site olmuş. Konuların kısa ve öz anlatımı ile fen bilgisi daha sevilen bir ders olacak.. Tşkler hocam...
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim ben teşekkür ederim
Sil